SON DAKİKA



Haber > Gündem > Belirsizliğe baş eğmektense seçim daha doğrudur

Belirsizliğe baş eğmektense seçim daha doğrudur

23 Ağustos 2015 Pazar - 09:46








Seçime gidiyoruz. Bu tabloda seçim doğrudur. Seçim, yetkiliye "Buyur karar senindir" demektir. Evet, seçim külfetlidir, masraflıdır. Demokraside seçim çözüm ve çaredir. Yunanistan'da Cipras 7 aylık hükümet dönemini halka getirdi, "Çözüm seçim" dedi. Bizde seçime gidileceği, 7 Haziran günü sandıklar açıldığında belli olmuştu. Adım adım o noktaya gelindi. MHP lideri Devlet Bahçeli, "Seçim sonrası koalisyonlarda yokuz" diyerek, erken seçimin işaret fişeğini ateşledi. Geldiğimiz bu noktayı iki soru ile analiz edelim: Erken seçim kararı iyi mi oldu? Bu gelişme engellenebilir miydi?

İKİ DARBE HATIRLATMASI

Evet, koalisyon hükümeti kurulamayacağı ortaya çıktığına göre, belirsizlikle yaşamaktansa bir an önce seçime gitmek hem doğrudur hem de iyi. Kaldı ki, Türkiye'nin bu seçim sendromunu aşması gerek. Seçim Türkiye'de olumsuzluk gibi algılanıyor. Seçime dönük korkular, tedirginlikler, ürpertiler yaşanıyor. Her zaman, daima. Seçime gidilmediği için Türkiye'de iki kere askeri darbe yaşandığını unutmayalım. Darbe hatırlatması yapmak için darbe hatırlatması yapmıyorum. Seçime gidilmediği için Türkiye verimsiz, yetersiz, yeteneksiz idarelere mahkum oldu. Seçim doğrudur. Bu defa da karanlıkta kalmaktansa, belirsizliğe baş eğmektense, seçim daha doğru olmuştur.

MHP’NİN TUTUMU

Peki, seçimden çekinenler ve seçimin yanlış olduğunu savunanlar bunu engelleyebilir miydi? Yani CHP, HDP ve MHP farklı bir seçenek oluşturup, farklı bir pozisyon hazırlayabilir ve AK Parti’nin planını değiştirebilir miydi? Bu soruyu ‘evet-hayır’ dışında değerlendirmek gerekir. O değerlendirmenin de Türk siyasetinin yapısı bakımından hayati olduğu kanısındayım. Başka bir planın ortaya çıkmayacağı, MHP'nin tutumuyla belli olmuştu. MHP hiçbir kabinede yer alamayacağını ilan etmişti. Bu bir matematik doğurmuştu. Diğer iki partinin de sayısı başka bir hükümet kurmaya yetmiyordu. Demektir ki; geriye bir tek seçenek kalıyordu: HDP'nin AK Parti ile koalisyonu. O da olmayacağına göre sonuç otomatik olarak seçim kararı oldu. Siyaset sonuç almak için yapılmalı. Sonuç alma hesabı olmayan siyasetin kurumsal aktörleri olan partiler, taraftarlarını sadece küçük oran artışları ile oyalıyor. Muhtemelen 1 Kasım’da yapılacak seçimlerde AK Parti dışında hiçbir partinin iktidar olma ihtimali de gayreti de yok. Muhalefet olma gayreti Demek ki, ortada bir muhalefet olma gayreti var.


Burası için birinci ve ikinci parti şimdiden belli: CHP ve MHP. HDP tekrar barajı aşmak için daha büyük efor harcamak zorunda kalacak. Çünkü PKK’nın terör barajına takılacak. Burada HDP ile bir değerlendirme yaparsak, HDP’nin siyaset alanı genişletildi. Örgütün atadığı bilinmesine rağmen siyaset zeminine çekilmesi adına çok sayıda kişinin HDP'li belediyelerde ve partide görevlendirilmesine karşı çıkılmadı. PKK terör örgütü, çözüm adına atılan her adımda taleplerini istismar etti. Devletin çözüm sürecindeki samimi adımlarını terör yatırımı yaparak sabote etti. PKK’nın alçak terörü karşısında HDP samimi olmadı. 7 Haziran seçimlerinde Türkiye partisi olmak, barış ve kardeşlikten yana görüntü vererek barajı aştılar. Seçim sonrası bu görüntü gitti; Kandil ve PKK görüntüsü vererek, gerçek kimliklerini ortaya koydular. HDP’nin bütün gücüne rağmen aynı şeyi söylemek gerek: "HDP bir Kürt partisi." Onu nenem de bilir Bu onu siyasal yelpazede bir noktaya yerleştiriyor. Gerisi tepki oyları. Bu terör koşullarında HDP hangi siyaseti üretecek? Nitekim onun bir Türkiye partisi olup olmadığının inandırıcılığı kalmamıştır. Muhtemel 1 Kasım’da yapılacak seçimlere AK Parti ne kadar hazır?

7 Haziran seçimlerinde neden iktidar olma çoğunluğunu kaybetti? Bu nedenleri AK Parti Genel Merkezi’nin tespit ettiğini biliyoruz. Hatta bizde bir söz vardır, "Onu nenem de bilir" diye. AK Parti’nin neden iktidarını kaybettiğini herkes biliyor. İstenmeyen kişiler, yapılmayan ciddi yapılanmalar... Başkanlık sistemi anlatılamadı. 4 bakan ile ilgili, halka rağmen partinin direnmesi gibi. AK Parti bu sonucu nasıl okuyacak? Okuduğuna dair bir işaret görünmüyor. AK Parti 7 Haziran seçimlerinde MHP ve HDP’ye giden oylarının tekrar kendine döneceğini düşünüyorsa hata yapıyor. 1 Kasım seçimlerinde iktidar olmak için MHP ve HDP’ye giden oyların nedenini bulup karşılığını yapmalıdır.

RESTORASYON KAVRAMI

2001’de kurulan AK Parti; kuruluş felsefesine, organik kurucu yapısına hem teşkilatlarında hem de milletvekili adaylarında dönmelidir. AK Partili taban ilk kez 7 Haziran seçimlerine moralsiz ve kırgın gitti. AK Parti için 12 Eylül’deki ‘Büyük Kongre’ önemli bir fırsat olacaktır. Genel başkanlık koltuğuna oturduğu gün ‘restorasyon kavramını yüksek sesle söyleyen ve hem partide hem de devlette yenilenmenin’ mesajını veren Davutoğlu, 7 Haziran'ın parti yönetiminde de değişiklik gerektiğini düşünüyor. Erken seçim öncesi AK Parti MKYK ve MYK'da yapılacak değişikliğin kamuoyuna da önemli mesajlar vereceğini düşünüyorum. Ancak bu yenilenmenin ‘eskinin tasfiyesi, yenilerin yerlerini alması’ şeklinde yapılmayacağı belirtiliyor. Parti yönetimini de deneyimli, dönüşümün dengeli biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünen Davutoğlu'nun bu dengeyi gözeteceği konuşuluyor. Böylece erken seçime dinamik ve köklerine bağlı bir yönetimle girmeyi tasarlıyor. 12 Eylül'de yapılacak kongre öncesi Davutoğlu'nun seçim hükümetini kurmakla görevlendirilmiş olması, seçim takviminin de başlaması beklenen kongre kararının ardından hem AK Parti hem de erken seçim olası sonuçları açısından büyük önem taşıyor...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap