Aktivist nedir? Aktivist ne demek: Resmi veya gayriresmi, hukuki veya hukuki olmayan, onaylanabilir ya da onaylanamayan aynı düşünce ya da hayat görüşüne sahip kişi veya kişilerin bu düşünce ya da hayat görüşlerini legal (yasal) veya illegal (yasal olmayan) yollarla eyleme dönüştürmesine katılan bireylere verilen tanım addır... Aktivizm nedir: Genel anlamda aktivizm, toplumsal değişme ya da politik değişiklik meydana getirmek için kasıtlı bir biçimde yapılan eylem olarak tanımlanır.

Aktivizm kelimesi sıklıkla protesto veya muhaliflik ile eşanlamlı olarak kullanılmaktadır, ancak aktivizm sayısız politik yönlendirmede yer bulabilir ve geniş bir biçim yelpazesi içinde oluşabilir, bir gazeteye ya da politikacıya bir mektup yazmaktan, politik kampanyadan, ekonomik aktivizmden (tercih edilen şirketleri desteklemek veya boykot etmek gibi), toplantılardan, blog yapmaktan ve sokak yürüyüşlerinden grevlere hatta gerilla taktiklerine kadar pek çok şey...

İnsan hakları kılıfına bürünen bir grup aktivistin gizlice ve sinsice toplantılar yaparak ülkemizde bazı grupları sokaklara dökmeye yürüyüşler, sokak savaşları, gerilla hareketleri, grevler gibi gayriyasal eylemlerle milletimize, yönetimimize nizamat vermeye, bizi zaafa düşürüp güçsüz kılmaya ve bölüp parçalamaya yönelik plan ve programlar yapmaya çalıştıkları ayan beyan ortaya çıktı.

Efendim soru şu: Bu aktivist denen zirzoplar kim ya da kimlerin adına, hangi mihraklar, hangi devletler adına kendilerine vazife biçiyorlar? Bir başka soru da şu: Toplum olarak, millet olarak, kurum ve kuruluşlar olarak, siyasetçi veya siyasi partiler olarak, bu konuda birlik olup gerekli dayanışmayı gösterebildik mi? Bunlara arka çıkan ülkelere gerekli cevabı verebildik mi? Bu noktada bir hatırlatma. Bu aktivistlerden birisi, Alman vatandaşı sözde insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in tutuklanması Almanya’yı çileden çıkardı. Ne diyorlar? (Hayır olamaz! Türkiye bizim vatandaşımızı tutuklayamaz...) Efendim, yüzlerce FETÖ darbe girişimi suçlusu oralarda korunurken, yüzlerce PKK militanı oralarda cirit atarken, bizden beklenen (tek yumruk) olmaktır.

Bunu hissettirirsek ve bunu başarırsak, Türkiye’yi bölüp parçalamak isteyenler ancak ve ancak avuçlarını yalarlar... Söz buradan açılmışken Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün şu görüşlerini hatırlatalım: “Bizim yönümüz, her zaman temiz ve lekesiz idi ve daima temiz ve lekesiz kalacaktır. Yüzü çirkin, vicdanı çirkinliklerle dolu olanlar, bizim vatanseverce, vicdanlıca ve namusluca hareketlerimizi, küçük ve çirkin tutkuları yüzünden çirkin göstermeye kalkışanlardır...

Şu veya bu şekilde, birtakım kuş beyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz, bunun hiçbir değeri ve önemi yoktur. Eğer şunun, bunun güler yüz göstermesinden kuvvet almaya tenezzül ederseniz, halinizi bilmem, fakat geleceğiniz çürük olur...” Değerli okuyucularımız, başka söze gerek sanırım.

Başkalarının keyfine, istek ve arzularına göre değil, atalarımızı örnek alarak, başı dik ve onurlu duruşumuzla, bağımsız bir millet ve devlet olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız ve bu yolda yürümeye devam etmeliyiz.