SON DAKİKA



Haber > Gündem > Abdülhamid ile Mehmet Akif birbirlerini niçin sevm

Abdülhamid ile Mehmet Akif birbirlerini niçin sevm

26 Eylül 2016 Pazartesi - 11:10








TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ınher nedense Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ümüzle ciddi sıkıntıları var. Atatürk’ün kurduğu ve ilk başkanı olduğu TBMM’nin bugünkü başkanı olduğunu tabiatıyla biliyordur.

15 Temmuz’da bombalanan yerlerin onarımı sırasında, (fırsat bu fırsattır) gibi bir davranışla, onarım yapılmayan yerde bulunan Atatürk portresi kaldırttı. Ardından Dolmabahçe Sarayı’nda “Abdülhamit Sempozyumu” düzenlendi ve Sultan II. Abdülhamit’in portresi asıldı. II. Abdülhamid ile Atatürk’ü karşılaştırmak mümkün değildir. Abdülhamid Han 36 Osmanlı padişahından biridir. Her birinin değeri neyse ona sahiptir. Bu yönüyle bizim tarihimizin bir döneminin lideridir. Asla küçümsenemez. Ama sevmek ayrıdır, gerçeği bilmek ayrıdır. Atatürk ise devlet kurucu ve milleti kurtarıcıdır. İçte ve dışta kavgalı olan Türkiye’mizde Atatürk sempozyumu gerekir. Darbe günü o bilge insandan bahsetmek yetmez beyler, yetmez! İ. Kahraman ona vefa borcumuzdan bahsediyor ama kesinlikle vefa borcumuzun olduğu Atatürk’e saygıdan iz göstermiyor! “Eğer o göreve devam etseydi biz şimdi Meriç ile Kars arasında sıkışıp kalmazdık” diyor. O zaman Abdülhamid Han’ın 33 yıllık padişahlık süresine bakmak gerekir.

Bu kadar uzun süre kaç kişiye nasip olmuş ki? Fransa’nın güneş kralı 14. Lui 74 yıl, bizim Kanuni’miz 46 yıl hükümdarlık yapmış, tarihte böyle bir iki kişi daha ancak çıkar. 33 yıl tek adam yönetimi...! Abdülhamid Han 33 yılda hiç toprak kaybetmedi diye övülüyor. Bin defa yalan, hem de kuyruklu yalan! Dincilerin sınırsız yalanlarından biri! 93 Harbi’nde (1877- 1878) Ruslar batıdan Yeşilköy’e, doğudan Erzurum’a kadar geldi. Kıbrıs İngilizlere verildi. Hala uğraşıyoruz. Balkanlarda Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan Osmanlı yönetiminden onun zamanında ayrılıyor, Üsküp, Ohri, Yenişehir ve Teselya’yı içine alan Büyük Bulgaristan’ın bağımsızlığını Abdülhamid Han onaylıyor; Kars, Ardahan ve Batum Ruslara bırakılıyor, üste de 30 milyon altın tazminat ödeniyor. Hangi birini anlatalım; bunlar bizim acı tarihimiz, yüreğimizin yarası. İnanın yazmak dahi acı veriyor ama elimizde kalan şu Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun kurucusuna, gereken en az saygı gösterilse içimiz rahat olacak. İstikbal ve Devletin bekası adına içimiz rahat olacak. Aksine bir düşmanlık rüzgarı estiriyorlar. Derler ki: “Bir milleti yok etmek isterseniz onun dilini yok edin, bir devleti yıkmak isterseniz onun kurucusunu inkâr edin”. Sanki...! Eğer, Meclis Başkanı saraydaki kafes’in ardından bile çıkamayan Abdülhamid’in resminin yanına yukarıdaki anıtın da resmini koydursaydı milleti daha ciddi bilgilendirmiş olurdu. 93 Harbi’ni kaybeden Osmanlı’nın Yeşilköye kadar gelen Rus ordusu ile imzalamak zorunda kaldığı ve ağır şartlar içeren Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’yla birlikte dikilen “utanç anıtı”nı da sempozyumda anlatmalıydı.

1914’te 1.Dünya Savaşı’nın başladığı günlerde Mahmut Şevket Paşa, dini simgeleri söktürüp  apazlara teslim ettirmiş ve bu ‘kilise- anıt’ı dinamitlerle yıktırmıştı. Şimdi, 2012’de ise hükümetin Ruslarla yaptığı bir antlaşmada bu utanç anıtının yeniden açılışı için izin verildiğini de hatırlatmış olalım. Değerli okurlarım, Türklere tarih hep yanlış ve eksik anlatılıyor. Milli şairimiz Mehmet Akif (İstibdat şiirinde), Sultan II. Abdülhamid ile ilgili neler yazmış bakalım: Hamiyyet gamz eden bir pâk alın her kimde gördünse, “Bu bir câni!” dedin sürdün, ya mahkum eylerdin hapse. Müvekkel eyleyip câsûsu  her vicdana, her hisse, Düşürdün milletin en kahraman evlâdını ye’se...”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap