Kınalı kuzumuzu apar topar göreve çağırdık. Nedeni ise Trabzonspor'da yaşanan teknik adam kriziydi. Kuzumuza "Git araştır, bak bakalım kim geliyor, kimin ismi geçiyor" diyerek, kınalımızı Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ne gönderdik. Kuzumuz üç gün tesislerde araştırmalarını sürdürdü. Girmedik delik bırakmadı, dinlemedik yer de.

- Oooo kınalımız hoş geldin!

- Hoş gördük, sıcağı sıcağına öyle bilgiler aktaracağım ki size, bakın hiçbiri gün yüzü görmüş mü?

- Sen anlat, biz dinleyelim.

- Sıkı durun anlatıyorum! Trabzonspor'da teknik adam krizinin çözülmesi Özkan Sümer'e takılmış.

- Allah Allah! Neler diyorsun, ne alaka Özkan Sümer? O kriz çözmeye gelmedi mi?

- Geldi de onun isteği olmayınca orada hadise kilitlendi. Mustafa Erdoğan yönetim kuruluna Giray Bulak'ın teknik adam olması yönünde sürekli baskı yapıyormuş, yönetim kurulu bunu Sümer ile paylaşmış, Sümer haliyle buna tepki koymuş, kesinlikle arkasında durmam diyormuş, bu nedenle iş kilitleniyormuş. Yoksa çoktan Giray Bulak açıklanacak Trabzonspor teknik adamlığı için.

- Kuzumuz, ortaya koyduğun bu iddia gerçekten çok iddialı.

- Aynen öyle, bitmedi, devam ediyorum... Hani başkan Ahmet Ağaoğlu TFF Başkanı Yıldırım Demirören'i ziyaret etmişti ya, sadece forma vermek değil ziyaretin sebebi. Nedeni ne biliyor musunuz? Trabzonspor'un kullanacağı banka kredisine TFF'nin teminat vermesi imiş. Yoksa banka kredi vermiyormuş. 

- Ya bu bilgileri nereden aldın? Cidden gün görmemiş bilgiler bunlar.

- Eee dedim ya sıkı durun diye, devam ediyorum... TFF ile görüşmeyi de yine Mustafa Erdoğan ayarlamış. O nedenle yönetim kurulunun eli kolu bağlı Giray Bulak için.

- Vay anasını be! Kuzumuz nereden nereye?

- Ya nereden nereye? Bu işlere benim kuzu aklım bile artık ermiyor, hoca olmak için kimler devreye sokuluyor, ne feykler atılıyor. Allah Trabzonspor'un sonunu hayırlı etsin.

- Aynen öyle de ne bilelim böyle hayırlı olacağını?

- Neyse konuyu biraz dağıtayım. Sümer'in odasının oralarda dolaşıyordum, bir de ne duyayım! Sümer görevli arkadaşlara masasının önündeki sehpayı kaldırmalarını tembih ederken şöyle diyordu: Gözüm bunu görmüyor, ikide bir çarpıyorum ona, en iyisi kaldırın sehpayı.

- Yahu güldürme bizi kınalımız!

- Niye güldürmeyeyim? Önündeki sehpayı göremeyen koordinatör Sümer, transfer edilecek oyuncuları nasıl görecek? Sahada oynanan futbolu nasıl izleyecek? Güler misin ağlar mısın? Trabzonspor'un geldiği duruma bir bakın! Neredeyse huzurevine dönecek!

- Sağ ol kınalı kuzumuz, önemli notlar verdin, bakalım sporseverlere yansıması nasıl olacak?

- Siz de sağ olun, bir başka görevde buluşmak dileğiyle...